Bayram, ailelerin bir araya gelip sevinçlerini paylaştığı, dostlukların pekiştiği, çocukların neşe içinde büyümesine tanıklık ettiği özel bir zaman dilimidir. Ancak bu yıl bayram sevincinin gölgelendiği bir durum yaşandı; tam 36 çocuk, yaşanan çeşitli olumsuzluklar nedeniyle bayram coşkusunun dışında kaldı. Peki, bu kayıpların arkasındaki nedenler neler? Hangi sosyo-ekonomik ve kültürel faktörler bu durumu etkiliyor? İşte her yıl olduğu gibi insanların bir araya geldiği bu özel günde, eksik olan çocukların hikayeleri ve bu hatıralar üzerinden toplumsal analizler.
Bu yıl bayramda kaybolan 36 çocuk, birçok farklı nedenden dolayı, sevinç dolu anların dışına itildi. Öncelikle, ekonomik zorluklar, ailelerin bayram için hazırlık yapmasını ve çocuklarını iyi bir şekilde ağırlayabilmesini zorlaştırıyor. Ekonomik krizin getirdiği belirsizlik, birçok ailenin düğün, nişan ve bayram gibi özel günleri kutlamaktan kaçınmasına neden oluyor. Ayrıca, çocuklarının güvenliği konusunda endişeler, ailelerin sosyal etkinliklere katılımını azaltıyor. Bir diğer etken, sosyal medya ve dijital dünyada artan tehlikeler; çocuklar, oyun oynamak ve sosyal hayatın tadını çıkarmak yerine sanal dünyanın içine sürükleniyor.
Bayramda eksik kalan çocuk sayısının artması, toplumsal dokuda da ciddi değişimler yaratıyor. Özellikle bu durum, aile içindeki bağlılığı, dayanışmayı ve dayanışma ruhunu zayıflatıyor. Çocukların bayramda arkadaşlarıyla birlikte olamamaları, yalnız kalmalarına ve sosyal ilişkilerini yeterince geliştirememelerine yol açıyor. Ayrıca, bayram dönemlerinde yaşanan bu tür kayıplar, toplumda çocuğun değerinin azalmasına neden olabilir ve olumlu bir şekilde algılanan bu özel günlerin, aile içindeki sevinç kaynağı olma işlevini de kaybettirebilir. Çocukların bu özel zaman dilimlerinde olamamaları, psikolojik açıdan da derin yaralar bırakıyor; bu, çocukluk dönemlerinde yaşanan travmalar, gelecekteki ilişkilerde ve bireylerin sosyal becerilerinde sorunlara yol açıyor.
Bayramlar, yalnızca kutlama yapmanın ötesinde, bireylerin birbirleriyle bağ kurduğu ve toplumsal dayanışmayı artırdığı önemli günlerdir. Bu yıl yaşanan kayıplar, toplumun farklı kesimlerine yönelik çağrıda bulunuyor; aileler, kurumlar ve bireyler, çocukların bu bayramlardan eksik kalmamaları için gereken hassasiyeti göstermelidir. Özel günlerin anlamını yeniden kazandırmak, çocukların geleceğimizdeki en önemli varlıklar olduğunu anlamakla başlar. Unutulmamalıdır ki; çocukların neşe içinde karnelerini alması, sevinçle aileleriyle bayramlaşması için hepimizin üzerine düşen sorumlulukları var. Bu bayramda eksik kalan çocukların sayısına bir daha tanık olmamak dileğiyle...